el koyma ve uygulama yontemleriKanunda üç grup eşyaya el konulabileceği kabul edilmiştir. Bunlar; ispat aracı olarak yararlı görülen emare niteliğindeki eşya, eşya müsaderesine tabi bulunan mal varlığı değerleri ve kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan mal varlığı değerleridir.

İspat aracı olan eşyanın muhafaza altına alınması veya el konulması söz konusudur. Ceza yargılamasında delil serbestini ilkesi geçerlidir. Her şey delildir ve ispat vasıtasıdır. O halde delil olan her şey, kural olarak muhafaza altına olmasının ve el koymanın konusunu oluşturacaktır. Ancak hukuk düzenin tanımadığı, delil yasakları içinde kalan, gerçekçi olmayan, beş duyu marifetiyle algılanamayan, akıl ve mantık kurallarına aykırı olan, suçla ilgili olayları yansıtmayan araçlar, delil olarak kabul edilmeyecek ve el koymanın ve muhafaza altına almanın konusu olmayacaktır.

Eşya ve kazanç müsaderesinin konusu olacak şeyler de el koymanın konusunu oluşturur. Eşya ve kazanç müsaderesi TCK’nın 54 ve55 .maddelerinde düzenlenmiştir.

Kavuşturma sonunda eşyanın yada kazancın suçtan elde edildiği kanaatine varılır ve eşyanın yada kazancın müsaderesine karar verilirse, bu kararın uygulanmasına imkan sağlanmalıdır. Bu da muhafaza altına alma yada el koyma suretiyle olmaktadır. Aksi halde eşyanın yada kazancın kaçırılması söz konusu olabilecektir.

Taşınmaz, Hak ve Alacaklara El koyma

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ve Anayasada yer alan ilkeler ile, suçta mücadele zorunluluğu dengelenerek, CMK’da mülkiyet hakkına yapılacak müdahalelerin koşulları belirlenmiştir. Buna göre CMK128/2’de liste halinde sayılan 18 kalem suçlardan birinin işlendiği kuvvetli şüphenin bulunmasıdır. Kuvvetli şüphe bulunmasıdır. Kuvvetli şüphe; eldeki delillere göre, yapılacak bir soruşturmada şüphelinin mahkum edilmesinin kuvvetle muhtemel olması halidir. Ancak burada iki ayrı şüphe söz konusudur. Hem ikinci fıkrada sayılan suçlardan birinin işlenildiğine dair kuvvetli şüphe sebepleri bulunacak, hem de taşınmaz mal ve hakların bu suçların işlenmesinden elde edildiğine dair kuvvetli şüphe sebepleri bulunacaktır. (CMK 128/1) Taşınmaz hak ve alacağın şüpheli veya sanığa ait olmasıdır. Şüpheli veya sanığa ait olmakla birlikte, zilyet üçüncü bir kişi ise, bu durumda da el konulabilecektir. (CMK 128/1) Bu hüküm ile suç kaynaklı gelirlerin başka kişilere teslim edilmesi ile müsadere ve el koymadan kaçılması önlenmek istenmiştir. Son olarak taşınmaz mal ve haklara el konulması için hakim kararı gerekecektir. Cumhuriyet Savcısı gecikmesinde sakınca olsa bile, bu mal ve haklara el konulması için yetkili değildir.

Kanun taşınmazlara, kara deniz veya hava ulaşım araçlarına banka veya diğer mali kurumlardaki her türlü hesaba, gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara, kıymetli evraka, ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına ve diğer malvarlığı değerlerine el konulabilmesini kabul etmiştir ( CMK 128/1).

Taşınmazlara el konulması kararı, tapu kütüğüne şerh verilmek suretiyle icra edilir ( CMK 128/3). Söz konusu karar ilgili banka veya mali kuruma ayrıca tebliğ edilir. El koyma kararı alındıktan sonra hesaplar üzerinde yapılan bu kararı etkisiz kıymaya yönelik işlemler geçersizdir ( CMK 128/5). Şirkette ortaklık paylarına el koyma kararı, ilgili şirket yönetimine ve şirketin kayıtlı bulunduğu ticaret sicili müdürlüğüne teknik iletişim araçlarıyla derhal bildirilerek icra olunur. Hak ve alacaklara araçlarıyla derhal bildirilerek icra olunur (CMK 128/6). Söz konusu karar, söz konusu karar, ilgili gerçek ve tüzel kişiye tebliğ olunur (CMK 128/7).

El koyma kararına uymayanların, TCK’nın “muhafaza görevini kötüye kullanma” başlıklı 289.maddesi uyarınca cezalandırılacakları hükme bağlanmıştır.

El konulması Yasaklanmış Eşya

CMUK’un 89. maddesi, sanık ile tanıklıktan çekinme hakkı olan kişiler arasında mektuplara, bu kişiler nezdinde bulundukça el koymayı yasaklamıştı; tutuklu ile müdafi arasında yazışmaya el koyma yasaktı. Resmi dairelerde saklı belgelerin açıklanmasının devlete vereceği zarar ihtimali halinde bunlara el konulması da koşullara bağlamıştı ( Mülga CMUK 88).

CMK’nın 125/1 ile “ bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz “ hükmü getirmiştir. Böylece yeni CMK’da “ devlet sırrının yargıdan gizlenememesi ilkesini” benimsenmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, bu uygulama her suç için gerçekleştirilemeyecektir. Sadece hapis cezasının altı sınırı 5 yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanabilecektir (CMK 125/3).

Devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgeler, ancak mahkeme hakimi veya heyeti tarafından incelenebilir. Cumhuriyet Savcısı Devlet sırlarını içeren belgelerin incelenmesinde yetkili değildir (CMK 125/2).

Buna paralel bir düzenlenme olan devlet sırrı konusundaki tanıklıkta da yapılmış ve tanığın sadece mahkeme heyeti veya hakimi tarafından zabıt katibi dahi olmaksızın dinlenmesi esası benimsenmiştir (CMK 47/2).

Şüpheli veya sanık ile CMK’nun 45 ve 46. maddelerine göre tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasında mektuplara ve belgelere, bu kimselerin nezdinde bulundukça arasında mektuba, nişanlısının nezdinde olduğu sürece el konulamaz. Ancak bu mektup üçüncü kişinin elinde ise veya bu kişilerle kendi rızaları ile verirlerse hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş delil oluşur.

Basın araçlarına Anayasanın 30. maddesi uyarınca el konulamaz. Buna göre, “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz”.

El koyma Kararını Verme Yetkisi

El koyma kararını hakim verir. Soruşturma aşamasında Sulh Ceza hakimi, kovuşturma aşamasında ise hakim veya mahkeme tarafından el koyma kararı verilir. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhuriyet savcısının yazılı emri yazılı emri 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulması gerekir. Hakim kararını el koymadan itibaren 48 saat içinde açıklar, aksi halde el koyma kendiliğinden kalkar. Zilyet eşyayı kendiliğinden verirse veya eşya sahipsiz ise el koyma kararı verilmesine gerek yoktur.

Maddenin ilk düzenlenmesinde kolluk amirlerinin el koyma kararı verme yetkileri bulunmuyordu. Ancak 5353 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile, gecikmesinde sakınca bulunan halin varlığı ve Cumhuriyet savcısına ulaşılamamış olması durumunda, kolluk amirinin yazılı el koyma emri üzerine gerçekleştirilen el koyma işlemi, 24 saat içinde hakim onayına sunulur. Hakim kararını el koymadan itibaren 48 saatlik süre içinde açıklar. Emrin onaylanmaması ya da 48 saatlik süre içinde karar verilmemesi halinde el koyma işlemi kendiliğinden ortadan kalkar. (CMK 127/3 ) Burada işlem bakımından “ yokluk müeyyidesi” söz konusu olur.

El koyma İşleminin Yapılması

El koyma işlemini kolluk görevlileri yerine getirir. Ancak maddede kolluk ifadesi kullanılmıştır. B u durumda adli kolluk dışında kalan diğer kolluk görevlileri de el koyma işlemini yapabilecektir. Kolluk görevlisi bir el koyma tutanağı düzenler ve bu tutanakta kolluk görevlisinin açık kimliği yer alır.

El koyma kararı hakim tarafından, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı tarafından yazılı emir ile verilebilir. Cumhuriyet savcısı tarafından verilen el koyma emri hakim onayına sunulur. Maddede el koyma kararlarına karşı itiraz yoluna başvurulup, başvurulmayacağı belirtilmemiştir. Ancak CMK 267. maddede “ hakim kararları ile kanununu gösterdiği hallerde mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir” denilmektedir. Bu durumda el koyma kararı hakim kararı olması nedeniyle 267. madde hükmü gereğine itiraza tabidir.

El koyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura da bildirilir. Amaç suçtan zarar gördüğü iddia edilen mağdurun soruşturmanın ileriki aşamalarında davaya katılması ihtimali dikkate alınarak dosyadan (el koyma işleminden) haberdar edilir.

Ayrıca Askeri makamlar kendi mahallerinde yapılan el koyma işlemlerini kendileri yerine getirirler. Cumhuriyet savcısı bu el koyma işlemine bizzat katılmalıdır.

El konulan Eşyanın İdaresi, Muhafazası Veya Elden Çıkarılması

El konulan eşyanın geri verilmesi için reesen veya istem üzerine Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından geri verme kararı verilir. Soruşturma aşamasında bu kararı Cumhuriyet savcısı kovuşturma aşamasında ise davaya bakmakla görevli mahkeme veya hakim verecektir.

El konulan eşyanın şüpheliye, sanığa veya üçüncü kişilere ait olup, soruşturma ve kovuşturma bakımından muhafazasına gerek kalmaması durumunda geri verme kararı verilir.

El konulmuş eşyanın geri verilmesi isteminin reddi kararlarına karşı itiraz yolu açıktır (CMK 131/1).

Taşınmazlara, hak ve alacaklara el konulmuşsa, bunların suçtan zarar gören mağdura ait olduğunun anlaşıldığından, eşya veya diğer mal varlığı değerleri sahibine iade edilir (CMK 131/2). CMK 128’de düzenlenen bu taşınmaz, hak ve alacaklara el koyma tedbiri, bunlara delil olarak artık ihtiyaç bulunmaması halinde de sahibine iade edilir (CMK 131/2).

El konulan eşya Devlet tarafından muhafaza altında tutulur ve değerinin muhafazası ve zarar görmemesi için gerekli tedbirler alınır (CMK 131/4).

El konulan eşya muhafaza edilmek üzere şüpheliye, kanığa veya diğer bir kişiye teslim edilebilir (CMK 132). Bu takdirde teminat göstermesi koşuluna da bağlanabilir. İlgili istenildiğinde derhal iade etmek mecburiyetindedir. Teslime soruşturma evresinde Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturma evresinde ise mahkeme yetkilidir (CMK 132/5).

Delil olması için el konulan bir eşya, delil olarak saklanmasına gerek kalmadığı durumlarda “rayiç değerinin derhal ödenmesi karşılığında” ilgiye teslim edilebilir. Bu durumda müsadere kararının konusunu ödenen rayiç değer oluşturur.

El konulan eşya muhafaza altında tutulduğu sırada zarara uğrama veya değerinde esaslı ölçüde kayıp meydana gelme tehlikesiyle karşı karşıya kalırsa hükmün kesinleşmesinden önce elden çıkarılabilir (CMK 132/1).

Elden çıkarma kararı soruşturma evresinde hakim, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilir (CMK 132). Elden çıkarma kararı duruşmalı verilir ve önce eşyanın sahibi olan şüpheli, sanık veya ilgili diğer kişiler dinlendikten sonra elden çıkarma kararı kendilerine bildirilir.

Para cezasının veya suçla ilgisi olmayan eşyanın müsaderesi cezanın yerine getirilememesi tehlikesinden korunmak için de koruma tedbirine ihtiyaç duyulabilir. “İhtiyati haciz” denilen bu koruma tedbiri “el koymadan” amaç bakımından farklı ise de nitelik bakımından farklı değildir.

Örnek olarak şunlar gösterilebilir. Para cezalarının ödenmemesi tehlikesine karşı 6183 numaralı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Kanunun 13. maddesi alacaklı kamu idaresinin, mahallin en büyük memuruna itiyadı haciz yetkisi vermiştir.

Çıkar amaçlı suçlarla mücadele etmek amacıyla, mülga 4222 numaralı Kanun, hak ve alacaklara tedbir konulması kabul etmişti.

4208 sayılı Kanunun 9. maddesi kara paranın aklanmasının önlenmesi için tedbir kararı verilmesini kabul etmiştir.

Özel El Koyma Şekilleri

-       Postada El Koyma

Genel kural haberleşmenin gizliliği olmasına rağmen, ceza yargılamasında kullanılmak üzere bazı delillerin elde edilmesi amacıyla, bu gizliliğe müdahale edilebilir. Kanun koyucu postada bulunan gönderilere delil elde etmek amacıyla el konulmasını mülga CMUK’da kabul etmişti. Bu kabul yeni kanun tarafından da sürdürülmüştür.

CMK’nun 129. Maddesine göre öncelikle postada bulunan gönderinin, suçun delilerini oluşturduğundan şüphe edilmesi gerekir. Kuvvetli yada makul şüphe aranmamaktadır. Genel el koyma da hem suçun delillerinden olan, hem de yargılama sonunda eşya veya kazanç müsaderesinin konusu olan eşyalar için el koyma düzenlenmiştir. Buna karşılık postada el koyma sadece delili oluşturacağında şüphe edilen gönderilere elkonulması düzenlenmiştir.

Ayrıca el konulması düşünülen gönderilerin gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturma ve kovuşturma evresinde, adliyenin eli altında olması zorunlu sayılmalıdır. Zorunluluk unsuru, keyfiliği önleyici bir düzenlemedir.

Diğer taraftan bu gönderilere, posta hizmeti veren resmi veya özel kuruluşta bulunduğu sırada el konulabilir. Gönderi üçüncü kişilere ya da ait olduğu kişilere teslim edilmişse, artık postada el koyma prosedürü değil, genel el koyma usulü izlenmelidir.

Posta hizmeti veren resmi kurumların yanında, özellikle son yıllarda yaygınlaşan kargo hizmeti veren özel kuruluşlardan da el koyma hükmü uygulanacaktır.

Postada el koyma kararı hakim tarafından verilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ile de el konulabilir (CMK 129/1). Cumhuriyet savcısının verdiği postada el koyma kararının, hakim onayına sunulması kanunda düzenlenmemiştir.

Mülga CMUK’un 92.maddesinde Cumhuriyet savcısının gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verdiği postada el koyma kararını üç gün içinde hakim onayına sunması gerektiği, aksi halde el koymanın hükümsüz olacağı hükmü bulunmaktaydı. Yine CMK’nın 119. maddesinde yer alan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emir vermesi ve bu emrin hakim onayına sunulması düzenlenmiştir.

Buna karşın CMK’nın 129. maddesinde Cumhuriyet savcısının geçikmesinde sakınca bulunan hallerde postada el koyma için “yazılı emir” verme değil, postada el koyma “karar” verebileceği belirtilmiştir. Devamla diğer tedbirlerde Cumhuriyet savcısının yazılı emrinin hakim onayına sunulacağı belirtilmişken, CMK’nın 129. maddesinde bu belirtilmemiştir. Bu iki hususun unutulmuş olması düşünülemeyeceğinden, kanun koyucunun postada el koyma kararını Cumhuriyet savcısının vermesini istediği anlaşılabilir.

Postada el koyma kararı kolluğa bildirilir. B u emir üzerine kolluk memurları postada el koyma işlemini yerine getirirler. Elkonulan gönderiler ilgili posta görevlisinin huzuru ile, açılmaksızın mühür altına alınıp, derhal el koyma kararını veren hakim veya Cumhuriyet savcısına teslim edilir. Kolluk görevlileri gönderilenin içinde bulunduğu zarfları veya paketleri açamazlar. Bu gönderi mühürlenerek kararı veren hakim veya C. Savcısına getirilir. Hakim veya C. Savcısı gönderiyi açar ve içeriği açısından delil olabilecek veya soruşturma sırasında adliyenin eli altında olması gereken bir şey bulursa buna el koyar değil ise sahibine iade eder. Ancak CMK’nun 126. maddesi uyarınca; şüpheli veya sanık ile 45 ve 46. maddelerinde belirtilen tanıklıktan çekinme hakkına sahip olan kişiler arasındaki mektuplara ve belgelere bu mektup ve belgeler söz konusu kişilerde bulunduğu sürece el konulamaz.

Mülga CMUK 92. maddesinde postada el konulan gönderilerin, sadece hakim tarafından açılabileceğini, Cumhuriyet savcısının dahi bu gönderileri açma, okuma ve inceleme yetkisinin bulmadığı belirtilmiştir.

Buna karşılık CMK, postada el konulan gönderilerin, hakim veya Cumhuriyet savcısı tarafından incelenebileceğini hükme bağlamaktadır. Burada gönderilerin Cumhuriyet savcısı tarafında da incelenebilmesi yerinde olmuştur. Zira soruşturma aşamasındaki bir dosya ile ilgili delili, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısının inceleyememesi anlaşılabilir değildi. Usul ekonomisi açısından, CMUK’un bu konudaki hükmünün CMK tarafından değiştirilerek Cumhuriyet savcısına da inceleme yetkisi verilmesi soruşturmanın ve kovuşturmanın etkinliği açısından da yararlı olmuştur.

Postadaki gönderilere kolluk tarafından hakim kararı üzerine el konulduğunda haberleşmenin gizliliği ihlal edilmiş olduğundan, ilgisinin bu durumlarda devlete karşı bir dava açma söz konusu olabilir. Bu nedenlerle soruşturma ve kovuşturmanın amacına zarar vermemek olasılığı bulunmadıkça, alınmış tedbirler ilgililere bildirilir.         Postada el konulan gönderilen, Cumhuriyet savcısı veya hakime teslim edilir. Gönderilerden bazıları hiç açılmaksızın, bazıları da açılıp incelendikten sonra içeriği bakımından adliyenin eli altında tutulmasına gerek bulunmadığı anlaşılabilir. Bu durumda gönderiler ilgilerine teslim edilir.

-  Avukat Bürolarında Arama El Koyma ve Postada El Koyma

Avukat bürolarında ancak mahkeme kararı ile arama yapılabilir. Cumhuriyet savcısı bu durumda karar veremez.

Hakim kararı ile mahkeme kararının zaman zaman karıştırıldığı görülmektedir. Ceza yargılamasında yargılama makamı, hakimlik ve mahkeme olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hakimlik, mahkemenin görevi dışında kalan yargılama faaliyetlerini yapmakla görevlendirilen makamdır. Duruşma yaparak asıl uyuşmazlığı doğrudan doğruya çözen makam, tek hakimli de olsa mahkemedir. Mahkeme ceza yargılamasında kural olarak kovuşturma evresinde ve bilhassa onun duruşma ve sonuç çıkartma devrelerinde yargılama yapan makamdır.

Mahkemenin verdiği kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının denetiminde, baro başkanı veya baro başkanını temsil eden bir avukatın bulunması şartıyla avukat büroları aranabilir.

CMK’nın 130’uncu maddesine göre, Arama sonucu el konulmasına karar verilen şeyler bakımından bürosunda arama yapılan avukat, baro başkanı veya onu temsil eden avukat, bunların avukat ile müvekkili arasındaki meslekî ilişkiye ait olduğunu öne sürerek karşı koyduğunda, bu şey ayrı bir zarf veya paket içerisine konularak hazır bulunanlarca mühürlenir ve bu konuda gerekli kararı vermesi, soruşturma evresinde sulh ceza hâkiminden, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkemeden istenir.

Yetkili hâkim el konulan şeyin avukatla müvekkili arasındaki meslekî ilişkiye ait olduğunu saptadığında, el konulan şey derhâl avukata iade edilir ve yapılan işlemi belirten tutanaklar ortadan kaldırılır. Bu fıkrada öngörülen kararlar, yirmi dört saat içinde verilir. Postada el koyma durumunda bürosunda arama yapılan avukat veya baro başkanı veya onu temsil eden avukatın karşı koyması üzerine de aynı şekilde hareket edilir.

-  Şirketlere El Koyma

Bir suçun şirket faaliyetleri kapsamında işlendiğine dair kuvvetli şüphenin varlığı halinde şirket için kayyım tayini yoluna başvurulabilir.

Kayyım, bir malın idaresi veya belirli bir işin görülmesi için tayin olunan kimsedir. Bir şirket için kayyım tayini yoluna başvurabilmek için, suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli halinde şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atanabilir. Kuvvetli şüphe, eldeki delilere göre yapılacak bir soruşmada, şüphelinin mahkum edilmesinin kuvvetle muhtemel olması halidir.

Şirket yönetimi için kayyım tayini kararı hakim veya mahkeme tarafından verilebilir. Atama kararında yönetim organının kara ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığı veya yönetim organını yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği açıkça belirtilir. Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur.

Kayyım tayini için CMK 133/4 ‘te belirtilen suçların işlenmiş ya da işleniyor olması gerekir.

Bu suçların dışındaki başka bir suç işlenmesi ya dıa işleniyor olması halinde şirketler için kayyım tayini yoluna başvurulamaz.

Hakim veya mahkemenin kayyım hakkında takdir etmiş bulunduğu ücret şirket bütçesinden karşılanır. Ancak şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğunda kuvvetle şüphelenilen suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığı kararı veya beraat kararı verilirse, devlet kayyım ücreti olarak şirket bütçesinden karşılanan paranın tamamını kanuni faizi ile birlikte devlet hazinesinden karşılanır.

-  Bilgisayarlarda Arama, Kopyalama ve El Koyma

Bilgisayarda saklanan bilgiler, kişilerin özel hayatları ile ilgili sayılmaktadır. Anayasada koruma altına alınan özel hayata müdahale sıkı koşullara bağlanmıştır. Yeni CMK’nın hukukumuza yeni kazandırdığı kurumlardan biri de bilgisayarda arama, kopyalama ve el koymadır.

Uluslararası alanda internet suçları dolayısıyla bilgisayarların araç olarak kullanıldığı yeni suçlar ortaya çıkmıştır. Çocuk pornografisi bunların başında gelmektedir. Bu nedenle uluslararası sözleşmeler yapılmış ve Birleşmiş milletlerin “Cyber Crimes Convention” adı altında bir sözleşesi yürürlüğe girmiştir. Türkiye’nin taraf olmadığı bu sözleşmenin hükümleri arasında, bilgisayarlarda arama yapılabilmesi için “production order” adı verilen bir karar tipi öngörülmektedir. İşte yeni kanunumuz bu gelişmeleri yansıtır niteliktedir.

CMK 134. Maddesinin uygulanması için öncelikle bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma olmalıdır. Kanunlarda suç olarak düzenlenmiş her türlü olayın aydınlatılması amacıyla bu tedbire başvurulabilecektir. Kovuşturma aşamasında bu tedbir uygulanamaz. Zira bu tedbire başvurmanın amacı, başka türlü elde edilmeyen delili elde etmektir. Eğer kamu davası açılmışsa yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmiştir. Bu durumda bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma tedbirine başvurulmasına gerek yoktur. Ne kadar ağır olursa olsun başka tedbirlerle delil elde etme ve maddi gerçeği aydınlatma olanağı varsa bu yola başvurulmayacaktır. Kararı verirken hâkim bu unsuru özellikle arayacaktır. Çünkü özel hayata müdahalenin güvencelerinden birisi, son çare olarak uygulanma ilkesidir.

Bu tedbirin uygulanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine karar verilebilir. Bu tedbir sadece soruşturma aşamasında uygulanabileceğinden hâkim veya mahkeme kendiliğinden bu tedbirin uygulanmasına karar veremez.

Bu tedbir sadece şüphelinin bilgisayarında uygulanır. Sanık veya üçüncü kişilerin bilgisayarında bu tedbir uygulanmaz. Şüphelinin sahibi olduğu bilgisayar söz konusu olmayıp, şüphelinin “kullandığı” bilgisayar bu tedbirin uygulanmasına konu olabilir. Zira suç işleyenler kendi adlarına kayıtlı olan ya da faturalardan kendileri adına alındığı kabul edilebilen bilgisayarları kullanmayabilirler.

Tedbirin kapsamında şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ve bilgisayar kütükleri yer almaktadır. (CMK 134/1). Şüphelinin kullandığı bilgisayar, bilgisayar programı veya kütüklerinde, arama yapılması, kopya çıkarılması veya bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesi mümkündür.

Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine, şifrenin çözülememesi dolayısıyla programlara girilemiyorsa veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamadığı durumlarda bilgisayarın kendisine el konabilir ve gerekli kopyaların alınmasından sonra el konular cihazlar geciktirmeden iade edilir (CMK 134/2).

Bilgisayara ve bilgisayar kütüklerine el konulurken sistemdeki bütün verilerin yedeklenmesi yapılır (CMK 134/3). Bu yedeklerin bir kopyası istediği takdirde şüpheliye veya vekiline verilir. (CMK 134/4).

Bilgisayarın kendisine veya bilgisayar kütüklerine el koymadan sadece sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyasının alınması da mümkündür (CMK 134/5). Bu gibi durumlarda kopyası alınan veriler ayrıca bir kağıda yazdırılır, bu konuda bir tutanak tutulur ve ilgililer tarafından imzalanır.

Bu özel el koyma şekillerinin haricinde basılmış eserlere el koyma, zorlama amaçlı el koyma halleri de mevcuttur.

star forensic iletisim

mobil veri kurtarma

goruntu inceleme